İşletme vs Ekonomi
İşletme ve Ekonomi bölümü karşılaştırması için hazırlanmış güzel bir video. Keyifli izlemeler…
İşletme ve Ekonomi bölümü karşılaştırması için hazırlanmış güzel bir video. Keyifli izlemeler…
Merkez bankacılığı söylemi, altın karşılığı yönteminin tedavülden kalkması ve kâğıt paranın yaygınlaşması ile birlikte önemli hale gelmiştir. Merkez bankası, dolaşımdaki paraların düzenlenmesi ve ticari bankaların banknot basma yetkisinden doğan olumsuzlukları ortadan kaldırması ile birlikte önem kazanmıştır. Kâğıt para basma yetkisinin tek bir bankaya verilmesi fikri 19.yy ortalarında uygulanmaya başlanmıştır. Bununla birlikte para basımının devletin hazinedarlığını
İnsanoğlunun en büyük başarılarından biri şüphesiz paranın icadıdır. Tarih boyunca devlet adamları ve hükümdarlar kendi adlarına altın sikke veya madeni para bastırmışlardır. Zamanla madeni paralar tedavülden kalkarak yerini kağıt paralar almıştır. Bu gelişmelerin birtakım sorunları da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekir. Bu sorunların başında paranın nasıl idare edileceği gelmektedir. Yüzyıllar boyunca paranın idaresi hep tartışma konusu
İktisat literatüründe dikkat çeken konulardan biri kamu yatırım harcamalarının özel sektör yatırım harcamaları üzerindeki etkisi olmuştur. Yatırım genel olarak ekonomide mevcut olan sermaye stokunun arttırılması için kullanılan kaynaklar ve neticesinde meydana gelen stok değişmeleri olarak tanımlanır. Özel sermaye yatırımları özellikle gelişmekte olan ülkelerin büyüme politikalarında çok önemli bir yere sahiptir. Özel sermaye yatırımları toplam talep
Kaynakların sınırlı, isteklerin de sınırsız olduğu dünyada birer performans ölçütü olan etkinlik ve verimlilik her zaman önemli olmuş ve olmaya devam edeceklerdir. Özellikle günümüzde var olan rekabet, firmaları kaynaklarını en etkin şekilde kullanmaya itmektedir. Belirli dönemlerde hizmet veya kâr etme amacı olan işletmeler, aynı sektörde olan diğer firmalar içerisinde hangi konumda olduklarını, üstünlüklerini ve zayıflıklarını
İktisadi zaman serilerinin yorumlanması ve birbirleriyle olan ilişkileri bazı ekonometrik teknikler yardımıyla analiz edilebilmektedir. Bu tekniklerden başlıcaları, basit anlamda değişkenlerin uzun dönemde birlikte hareket etmeleri olarak tanımlanan eşbütünleşme analizi ile temelini felsefe bilimine kadar dayandırabileceğimiz nedensellik analizidir. Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi ise kısaca bir durumda meydana gelen bir değişme başka bir olayı etkilemesi ve bu
Continue Reading “İktisadi Zaman Serilerinde Simetrik ve Asimetrik İlişkiler”
Ekonometri ile iktisat bilimi arasındaki ilişki iktisat biliminin belirli teorileri ortaya atması ve ekonometrinin var olan teorilerin geçerliliğini belirli koşullar altında sınaması ile ortaya çıkmaktadır. Ekonometri var olan iktisadi teorileri sınarken tahmin edilen modelde oluşabilecek muhtemel ölçme hatalarını da dikkate alarak bu hataları modele dahil etmektedir. Bu noktada iki bilim dalı arasında bir fark oluşmaktadır.
Ekonometrik tekniklerin zaman içerisinde gelişerek artması ile uygulanacak analizlerin el ile yapılması oldukça güç hale gelmiştir. En basitinden 5 bağımsız değişkene sahip olan bir çoklu regresyon denkleminin parametrelerinin tahmin edilmesi matris yöntemi yardımıyla yapılmaktadır. Fakat böyle bir tahmin için oluşturulacak matrislerin boyutlarının büyüklüğü ve uygulanan işlemlerin karmaşıklığı ekonometrik tahminlerin yapılması aşamasında zorluk çıkarmaktadır. Bunun dışında
Daha önceki yazımda değişkenlerde asimetri ve Saklı eşbütünleşme durumlarını incelemiştim. Bu yazıda değişkenler arasındaki nedensellik ilişkilerine asimetrik bir yaklaşımla bakan Hatemi-j (2012) asimetrik nedensellik testinin aşamalarını incelemeye çalıştım. Hatemi-j (2012), nedensellik analizi için aşağıdaki rassal yürüyüş sürecinden yola çıkmıştır .
Panel veri setleri birden fazla yatay kesit biriminin bir araya gelmesinden oluşan veri setleri olduğundan dolayı paneli oluşturan birimler arasındaki ilişki, yapılacak olan testlerin doğru sonuçlar vermesi açısından oldukça önemlidir. Panel veri setlerinin homojen veya heterojen olmaları temelde eğim katsayıları ile ilişkilendirilmektedir. Bu ilişkiler literatürde temelde dört farklı durumla ifade edilmektedir. İlk durum X’ten Y’ye